Yağma Suçunda Fail
Yağma, herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Yasada fail yönünden bir özellik aranmamıştır. Failin kamu görevlisi olması halinde, 266 ncı maddenin tatbik koşullarının ayrıca göz önünde tutulması gerekir. Ayrıca kamu görevlisi failin eyleminin değerlendirilmesinde, irtikâp suçuna ilişkin 250 nci maddenin şartlarının da dikkate alınması önem arz edebilir. Ancak belirtelim ki, irtikâp suçunda, “icbar” sadece manevi cebir yani tehdit olup, bu tehdidin de 250 nci maddenin 1 inci fıkrasında tanımlanan tarzın dışına çıkmamış bulunması aranır. Fıkrada; “kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir” denilmektedir. Bu itibarla, kamu görevlisi, ferde “cebir” uygulayarak yahut “hayat, vücut bütünlüğü, cinsel dokunulmazlık yahut mal varlığı yönünden büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek” eylemi gerçekleştirirse, artık icbar suretiyle irtikâp değil, yağma suçu söz konusu olur.
Suçun birden fazla kişi tarafından, yani en az iki kişi tarafından müşterek faillik boyutunda birlikte işlenmesi, 149 uncu maddenin 1 inci fıkrasının © bendi kapsamında, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurdur.
Yağma, bir tüzel kişinin faaliyeti kapsamında, tüzel kişinin temsilci yahut yöneticileri tarafından da işlenebilir. Ancak malvarlığına karşı suçlarda tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına ilişkin ortak hüküm olan 169 uncu maddede, yağma suçundan bahsedilmemiştir. Bu sebeple, bir tüzel kişinin faaliyeti kapsamında ve tüzel kişi yararına yağma suçu işlendiğinde, tüzel kişi hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz.
Yağma Suçunda Mağdur
Yağma suçunda, mağdur yönünden de bir özellik mevcut değildir. Herhangi bir gerçek kişi, bu suçun mağduru olabilir.
Mağdur bizzat cebir ve tehdide muhatap olabileceği gibi, malın teslimini sağlamak adına, bir yakınına yönelik de cebir ve tehdit gerçekleştirilebilir. Bu ihtimalde, hem zilyet hem de bu sebeple cebre yahut tehdide muhatap olan kişi, suçun mağduru olarak kabul edilmelidir. Ancak aynı konuya yönelik gerçekleştirilen bu fiiller, bir bütün teşkil ettiklerinden, suçun tekliğini etkilemez.
Tüzel kişilere ait mallar hakkında bu suç işlendiğinde, mağdur tüzel kişi adına hareket eden cebir veya tehdide muhatap olan, malı teslime yahut alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılan gerçek kişidir. Tüzel kişinin, suçtan zarar gören sıfatıyla, ceza yargılamasına katılması mümkündür.